Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Birimi -

Şiddetsiz İletişim; Psikolojik ve İlişkisel Sağlıklılık

gelişim üniversitesi
  1.   Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Birimi
  2. Haberler


Şiddetsiz İletişim; Psikolojik ve İlişkisel Sağlıklılık


Şiddet, günümüzde klasik olarak çağrıştırdıklarından daha geniş bir çerçevede tanımlanan bir olgudur. Bugün şiddet denildiğinde, klasik olarak ilk akla gelen fiziksel şiddetin yanı sıra, cinsel şiddet, psikolojik-duygusal şiddet, sözlü şiddet gibi başka şiddet türleri de kastedilmektedir.


Şiddetsiz iletişim, günümüzde psikolojik ve sosyal anlamda şiddet ile ilgili olgulardan arınık bir içsel ve ilişkisel tutumu işaret eden bir kavramdır. Çok geniş bir tanım ile şiddetsiz iletişim, kişinin benliğindeki “iyi”nin ortaya çıkmasına müsaade eden, sevgi, saygı, anlayış, takdir, şefkat ve diğerlerini düşünmeyi içeren bir tutumdur. Bu, sadece diğer insanlarla ilişki esnasında değil, kişinin kendi zihnini de bencil, nefret dolu, önyargılı, şüpheci ve agresif tutumlardan arınık tutmasını içeren bir içsel durumu işaret eder. Kendimizi ifade ediş biçimimizi hissettiklerimize ve ihtiyaçlarımıza dair bir farkındalığı içerecek şekilde yeniden yapılandırmamızı içerir ve etkili dinleme, saygı ve empatik olmayı kasteder.
 
 
Şiddetsiz İletişimin Önündeki Engeller
 
Ahlaki Yargılayıcılık

Şiddetsiz iletişimi engelleyen faktörlerin en önemlisi, kendi değerlerimizle uyumsuz gördüğümüz kişilere yönelik ahlaki açıdan yargılayıcı bir içsel ve iletişimsel tutumdur. “Senin sorunun bencil olman!”, “Bu yaptığın hiç uygun değil” “Sen hep kendini düşünürsün” gibi yargılayıcı ve karşıdaki kişinin içsel durumuna dair bir farkındalık içermeyen cümleler, ahlaki anlamda yargılayıcı tutuma örnek olarak verilebilir.

Yargılamak Kolaydır

Unutmamak gerekir ki, kişilerin ilişki içinde oldukları diğerlerini kendi değer yargıları üzerinden yargılaması, neredeyse otomatikleşmiş ve aslında çaba gerektirmeyen, kendiliğinden bir eğilimdir. Bir çok durumda kişinin başkalarını yargıladığı örnekler, aslında kendi beklenti ve değerleriyle uyumsuzluğu temel olarak alır. Örneğin eğer kişi partnerini çok “talepkar ve bağımlı” buluyorsa, bu aslında karşısındakinin örneğin ona vermek istediğinden fazla şefkat talep etmesiyle ilgilidir. Ama aynı kişi kendi şefkat talebine karşılık bulamadığı durumda, yine kendi beklentilerini temel alarak karşısındakini “Duyarsız” olarak niteleyebilir. Bir çok durumda kendi beklenti ve değer yargılarımızdan kaynaklanan bu tür yargılayıcı tutumlar, karşı tarafın savunma mekanizmalarını tetikler ve direnç ile karşılaşır.
 
Karşılaştırma Yapmak

Kişiler birbirlerini yaptıkları ve yapamadıkları üzerinden eleştirmeye başladığında, bir çok durumda gerçekçi olmayan ve geneli temsil etmeyen emsalleri referans alırlar. Örneğin eşini başarısızlıkla suçlayan partneri, eşinin kişilik özelliklerini ve değer yargılarını göz önünde bulundurmaksızın, onu alanının en başarılı kişisiyle karşılaştırabilir. Bu tutum özünde yargılayıcı olmanın ötesinde, her alanda en iyi olmanın yalnızca birkaç sayılı kişinin ulaşabildiği bir durum olduğu gerçeğini de göz ardı eder. Başka bir deyişle, içinde bulunduğumuz dünyada hemen hemen her alanda çalışan insanların çoğunluğunu “başarısız” olarak addetmemizi sağlayabilecek “çok başarılı” örnekler mevcuttur.  Bu sebeple karşılaştırmalar çoğunlukla gerçekçi temellerden uzaktır ve bir çok durumda karşı tarafı yetersiz hissettirerek yine savunmacı bir pozisyona itmekten daha fazlasına hizmet etmez.
 
Sorumluluğu Reddetmek

Bireyler yaşadıkları olayları kendi kontrollerinde değil de kendilerinin mahkum oldukları şeyler olarak deneyimleyebilmektedir. Kişilerin hem kendi kendileriyle, hem diğerleriyle ilişkilerinde yaşadıklarını kendi seçimleri olarak deneyimleyip sunmaları şiddetsiz iletişimin önemli özelliklerinden birisidir. Örneğin kişi “Alkol kullanıyorum çünkü ben bir alkoliğim” demek yerine “Sorunlarımla baş etmek için diğer yöntemler yerine alkol kullanmayı tercih ettim” derse, yaşadığı sağlıksız durumla ilgili kendi sorumluluğunu reddetmemiş olur. Ya da “Çocuğuma bağırdım çünkü beni deli ediyordu” demek yerine “Çocuğumun hoşlanmadığım davranışlarıyla onu incitmeden baş edebilecek beceriler geliştirmeliyim” diyebilirse, kendisini rahatsız eden durumlarla ilgili sorumluğunu kendisine hatırlatmakla kalmaz, aynı zamanda çocuğu ile ilişkisini tamir edebilmek için daha sağlıklı bir yol seçmiş olur.
 
Şiddetsiz İletişimin Diğer İlkeleri

Değerlendirme Yapmaksızın Gözlemlemek

Kişilerin davranışları ile ilgili onların kişilikleri ya da genel eğilimleri ile ilgili bir değerlendirme yapıyor olmak yerine, spesifik davranışlarına ilişkin doğrudan gözlemleriniz paylaşmak, şiddetsiz iletişimin önemli öğelerindendir. Örneğin, “Çok sinirli birisisin” demek yerine “Bazen sinirle sesini yükseltiyorsun” demek, kişiye ilişkin hem genel bir yargılama bulunmayan bir gözlemi içerir, hem de kişinin kişiliğini ya da kimliğini savunmaya geçeceği bir direnç göstermesi yerine, kendi spesifik davranışını değerlendirmesi için onu cesaretlendirir.
 
Duyguları İfade Etmek

İnsanlar bir çok kültürde, özellikle olumsuz duygularını baskılamaları yönünde mesajlar alırlar. Aslında genel olarak hem iletişim hem psikoloji bilimleri, duyguları bastırmanın hem ilişkisel hem psikolojik maliyetleri olduğunu bize anlatır.

Sağlıklı olan, duyguların doğru şekilde ifade edilmesinin cesaretlendirilmesidir. Yukarıda şiddetsiz iletişim ile ilgili bahsedilen temel ilkelere sadık kalarak, bireyler hissettiklerini karşı tarafa ifade ettikleri ölçüde hem kendilerini kendi iç dünyaları ile barışık, engellenmemiş olarak deneyimleme hem de diğerleri ile ilişkilerini daha gerçekçi bir temele oturtma şansına sahip olurlar.

Genel olarak empatik bir bakış açısını, gerçekçi bir öz-değerlendirme becerisini, diğerleri ile ilişkilerde onları anlamaya yönelik katıksız bir çabayı ve ilişkisel çatışmaların sağlıklı çözümlenmesini hedefleyen bir yaklaşım olarak Şiddetsiz İletişim, sosyal, duygusal ve ilişkisel bir çok alanda bireylerin psikolojik sağlıklılığını arttırmaya ve sosyal becerilerini geliştirmelerine fayda sağlayabilecek önemli bir iletişim örüntüsüdür.

Marshall Rosenberg, “Şiddetsiz İletişim” eserinden derlenmiştir…


Haberler